İnsanın içinde kalabalıklar vardır. Kalabalıklar birleşerek insanı meydana getirir. Kalabalık karar verdirtir insana, kalabalık durdurur. Ayağınızı nereye basacağınızı kalabalık belirler. Sonra diğer ayağınızı kaldırıp ileri atan da kalabalık. Bacaklarınıza talimat verip onları koşmaya iten kafanızdaki kalabalık, daha fazla koşamayacağınızı söyleyen ayağınızdaki kalabalık...
Kalbinizdeki kalabalık çağırır felaketleri aşkları rüyaları. Bir şeyi kırk kez dersen gerçek olur derler. O kırk sayısı kalbinizdeki kalabalığın sayısıdır.
Gözünüz, kulaklarınız, ağzınız, iç organlarınız, kaslarınız, kemikleriniz, saçlarınız tüyleriniz; farklı farklı kalabalıklardır. Beyniniz, duygularınız, aşklarınız, nefretiniz...
Cildiniz kalabalıktandır. Birini öptüğünüz zaman kendi kalabalığınızı bir başkasının kalabalığına değdirirsiniz.
Bir yerde kalabalık varsa mutlaka “revaçta olan” vardır. Kalabalıklar yönlenirken akıllıca hareket etmez. Revaçta olana hareket eder. Zeki olmanın veya aptal olmanın bir önemi yoktur. Revaçta olan vardır. Kalabalığın her üyesi revaçta olana göre ahlakı belirler.
Kalabalıklarda hem iktidar olanlar; hem de iktidar olma arzusu taşıyanlar vardır. Kimileri kendi içinde faşisttir, diğerlerini dinlemez. Kimileri demokrattır yaptıkları işlere tüm kalabalığını katar. Kimileri için göz kalabalığı iktidardır. Gördüğünü önemser de duyduğunu önemsemez. Kalbiyle konuşmaz hiç. Beynine sormaz. Gördükleri etkiler. Duydukları önemli değildir. Hatta dinlemez kimseyi. Gördüklerinden etkilenir de; duyduklarını farketmez bile. Eğer gözleriyle kulakları koalisyon kurmuşsa o ayrı.
Dönem dönem iktidarlar da değişebilir. Artık sadece gördüklerine inanmaz insan. Kuşku gözleri sarmaladığı zaman bir bunalım ortaya çıkarsa, kalabalığın sulh ve selametini devam ettirebilmesi için kalabalık içindeki bir başka kalabalık sivrilir.
Hiçbir kalabalık sivrilemezse bunalıma girer insan. Bunalım; kalabalığın bağrışması, her kafadan ses çıkması, herkesin bir yana koşuşturması, cam çerçeve indirmesi, güvenliğin ortadan kalkması şeklinde de gerçekleşebilir ama yine de en korktuğum bunalım bu değildir.
En korktuğum bunalım herkesin susarak ayaklarına bakmasıdır. Bir Allah’ın kulu da bir şey demez. Herkes kendisinin güçsüz olduğuna inanmıştır. Aman ben geride durayım da sonra ihale bana kalmasın der. Eller geri çekilmez ama ileri de gitmez. Kalabalığa bakar. Ayaklar geri geri de gitmez de ileri ileri de gelmez. Yukarı yukarı inmez de aşağı aşağı çıkmaz. Kalbin severken nefret etmez de mantık tartarken ağırlığını bilmez. Halis olmaz gözlerin gördükleri.
Bu ne kalabalık… Bu ne kalabalık… Sıkıcı bir kalabalık...
Comentários