top of page
  • Yazarın fotoğrafıShiv

Fensiklidin Tri Sülfat

İyi ikili ilişkilerin temelinde yatan, birbirinden farklı mekanizmalar bulunmaktadır. Renk, tat, hayat pratiği ya da müzik zevki... Ne demek isterseniz diyebilirsiniz bu mekanizmaya ki zaten insandan inana değişkenlik göstereceği oldukça aşikâr. Ama biraz tinini incelemek gerekirse, bu iki tarafın da birbiri karşısında benzer kökler aradığını söylemek doğru olacaktır. Derler ya; yanında çocuk olabildiğiniz insan, doğru insandır. Bizimki de o hesap işte.


Hayat, bizlere belki binlerce insan tanıma fırsatı sunar. Bazılarının çok nettir gelip gideceği, ilk söylediği cümleden anlarsınız sizde uyandırdığı tınıyı. Ama bazıları bu kadar hızlı anlaşılamaz. Bu bazıları için zaman geçmesi lazım, olay ve hikâyelerle dolması lazım ki kriz anında neler yapabildiğini, yapabileceğinizi anlayabilmelisiniz.


Tanıştığımız anı çok net hatırlıyorum. Oturduğumuz yeri, masada konuşulan konuları, hangi kıyafeti giydiğine kadar sanki bir yağlı boya gibi aklımda o an. O anı özel yapan tabii ki o an içinde bulunduğumuz mekân ve zaman değil ya da o masada konuşulanlar. O an, ‘O’ bile özel değildi ki benim için. O andan itibaren yaşanan hikâyeler, onu ve o anı özel kıldı bana.


Başta oturduğumuz yerin yakın olması, devamında bizi tanıştıran kişilerin arkadaşlığımızdaki anlamlarını yitirmesi derken yan yana olmadığımız anların anlamsızlaştığını hissettiğimiz zamanlar olmaya başladı. Tamamen içeriden gelen saçma hareketler, ağlamalar, gülmeler ya da başarının getirdiği mutlulukları paylaşmalar, işte tanışma anını kafama kazıyanlardı aslında. O tablonun renkli kısımlarını oluşturan birer fırça darbeleriydi yaşanan her anı.


Tabii bu tablonun parlak ve renkli görselleri olduğu gibi karanlık ve yorucu tarafları da oldu. Ama aramızdaki uyum, koyu tarafın tuvale başta sıvanarak işlenmiş olmasına rağmen zamanla güzel bir renk tutturdu.


Farklı şehirlerin getirdiği iletişim eksikliği, aramızdaki hikâyenin esnemesine sebep oldu. Bu esneklik ve sünüş ise duygusal manipülasyonlara sebebiyet verdi. O yönelimlerin devamlılığı olsa bize farklı hikâyeler yaşatır mıydı bilmiyorum ama tema fark etmeyecekti, bundan eminim. Tuval siyahın tonunu yeterince emmiş biz ise bunu kabullenmiştik. İşin sonunda biz yine biz kalacaktık.


Çünkü değerli olan bizdik, benim ya da onun gururu değil. Bizi biz yapan şeyler, kökteki benzerliğimiz, yan yana yaptığımız onca saçma eğlenceler ya da ciddi işler, kısacası bizi kökten birbirimize bağlayan hikâyeler, maddiyatın üzerimize çöken karanlığını aydınlatmakta hiç de zorlanmadı. Arayı düzeltmek için kimin aradığı, ne söylediği ya da ne hissettiği hiç önemli olmadı. İnanın hatırlamıyorum da kimin ilk aradığını. Arayan o ise telefon açılmalı ve nasıl olduğu dinlenmeliydi.


Bazı insanlar vardır ya ne yaparsanız yapın kopamazsınız, yaşadığınız anıları unutamazsınız, size söylediği sözleri, sevişleri ve kızışlarını çıkarıp atamazsınız, o insanlar sizin için her şeyi yapmalıyız. Bir konu olduğu zaman sadece kendin gibi değil, yanında olmasa bile o kişi de acaba bu konuda ne der diye düşünmeye başladıysanız, o kişi sizin için oldukça değerli biri haline gelmiş demektir. Tuce’de onlardan birisi benim için. Gönlümde birkaç parsele sahip, kimseye satmayacağına emin olduğum. İstediği zaman gelir oturur, istediği zaman yıkıp yenisini yapar. O, onun bileceği iş.


Kapak Görseli: The Other Twin - The Wattpad

35 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Sulu Beyin

Verwikkelen

bottom of page