top of page

Deli Bal

Yazarın fotoğrafı: ShivShiv

Güncelleme tarihi: 21 Oca 2022

Bir gelecek düşünün; o kadar tektipleşmiş ve donuk durumdayız ki; artık peynir, zeytin alır gibi borsadan, o gün hissetmek istediğimiz duyguyu satın alıyoruz. İnsan sadece mutluluk almak ister gibi görünüyor değil mi? Aslında öyle de zaten. Mutluluğun fiyatı ulaşılamaz bir noktada. Yan sanayi ürünleri çıkıyor, kullanıldığı zaman zihinde ekstra etkileri gözlemleniyor. Tahmin edersiniz ki ben üzüntüye yöneliyorum. Hem ucuz, hem de benim sistemim için daha uygun. Maddi mutluluk benim şirazemi bozuyor. Zaten maddi hüzün hissetmiyor gibi bir şeyim. Anlık olabiliyor ama çok kısa süreli. Bu safsatayı kenara bırakalım da bu yaşadığım hikayenin aslını anlatayım size.


Hazırlığı bitirdikten sonra inanılmaz bir boşluktaydım. Etrafımda dönen herhangi bir konu ilgimi çekmiyor, etrafa zehir saçıyordum. Sonsuz kudretli hissediyordum kendimi. Ama oldukça neşeliydim. Aşağılamaktan, insanların zihinleriyle dalga geçmekten, kuklalarmış gibi oynaktan haz alırdım. İyi dayak yememişim ya.

Karma ya, o sırada birini çıkardı karşıma. Ona karşı da bu tutumu göstermekten çok sakınmadım kendimi. Bazen keyfi yazıyor, bazen dalga geçiyor, bazense ilgimi çekiyordu. Bir süre sonra ilgi çekme durumu aşırı artmaya başladı. Panzehirdi sanki ağzımdan akan zehre. Nötrlüyordu beni (Söylemeyim diyorum ama yine dual yapı. Tamam sustum.).


Bal diyordum kendisine. Birlikteliğimizi özel buluyordum. Geleceğimiz hakkında konuşup, kızımıza isim bile koymuştuk. Farklı şehirlerdeydik ama umursamıyordum. Neresi olursa olsun onun yanında biteceğimi biliyor, kendimde bu gücü görüyordum. Hatta yüksek lisansın temeli şehir farkı nedeniyle atıldı. Bizler, kudret dolu insanlar plan yaparız, Tanrı ise yukarıdan bizi izler ve gülermiş (Bu lafı ilk duyduğum zaman hazırlık sonrası kendimi hatırladım).


Hayatımda böyle bir terkediliş yaşamadım. Olayı detaylandırmak beni daha da mağdur gibi gösterecek ama değinmek istediğim konu ne kadar mağdur olduğum değil. Başkaları tarafından aldatıldım, umursanmadım, bazen sevilmeyip kullanıldım bile ama bu terkediliş beni 'tektipleştirdi'. Yürüyen bir insan/makina gibi bir şey oldu. Benim şeytansı neşemi elimden aldı ve aşağıladı.


O andan itibaren şu an içinde olduğum karakter ortaya çıkmaya başladı. Yaşadığım hüzün ve keder bir süre sonra hissizliğe yerini bıraktı. Olaylar karşısında her ne kadar analiz yapsam da bu düşünceleri ne umursadım ne de biriyle paylaştım. Saydamdım. Su gibi ama akışkan değil. Cam gibi ama kırılgan değil. Saydamdım. Herkes iyi ya da kötü niyetle içimden geçebilir ama bana zarar veremezdi. Kendimi gelecek toplumun robot-insanı yapmıştım.


O gün kendimden çok şey bıraktım. Bir duvara çarpmış gibiydim. Elimde ne iyi ne kötü bir şey kalmamıştı. Sadece kalbim atıyordu. Kendisine bal diyordum ama 'deli bal' olduğunu beni yokedince öğrendim. Zamanla kendime söz verip adım adım toplamaya başladım kendimi. Asla aşırıya kaçmadan ufak ufak her adımı hesaplayarak. Elimden geldiğince iyi biri olmaya çalışıyorum. Ne kadar nefret dolu olsam da bazı olgulara, bana tokat atana diğer yanağımı dönecek durumdayım. Son durum borsadan hüzün almaya devam.


Karma işte x 2. Üzerinden 8 sene geçmiş durumda ve benim şehrime yerleşeceğini söyledi bana 2 ay önce. 1 saniye kızgınlığım olmadı kendisine ya da intikam duygum. Özeldi benim için. Beni o duruma sokabilecek bir kimse daha tanımamıştım.


Son 1 aydır bir kaç kez görüştük ve hala içimde büyük bir merak var kendisine. Bu merak ona hoşlantı ve eskideki hisleri yaşatmış olmalı ki Ankara'ya gelirken ki heyecanını artık bana göstermekten çekiniyor. Belki de ona karşı bir hoşlanma bir ilgi durumum var, bilmiyorum. Onun yanında olmak ve bir şeyler anlatmasını dinlemekten keyif alıyorum. Hatta çok güzel gülüyor. Gözleri ve bakışları AK-47'den daha delici benim için. Ama o dipte bir yerde yatan Darky'yi arıyor ama bilmiyor, ben onu 8 senedir dizginliyorum. Öyle bir noktaya geldik ki bana 'Neden bu kadar iyisin ?' diye bir soru dahi yöneltti. Gözlerindeki ezilmiş 'Shiv' görebiliyorum. Biraz üzülüyor bu durum beni, ne yalan söyleyeyim.


Şöyle bir güzel kısım da var; onda bıraktığım bazı özelliklerimi tekrar hatırlıyorum. Ve bu Darky'nin hoşuna gidiy0r (Benim de). Ona biraz daha sahneyi bırakmak istiyorum. Çünkü 'bal' onu istiyor ve hakediyor. Çünkü biliyorum onu dizginleyebilir. Gerekirse canını yakacak ama istediği bir it dalaşı. Güç görmek istiyor. Ya da beni beğenmiyor, bu kadar basit :)


Dans yeni başladı ve bu vals biraz canını sıkıyor. Ritmi hızlandırmayı deneyeceğim ve olacakları tekrar paylaşacağım.

Şey diyorlar; biraz kaynatırsak balın zehri kalmıyormuş :)


Hoş geldin Shecick.


Kapak Görseli: Impossible Love - Limontea

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

©2021, Shiv tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page