top of page
  • Yazarın fotoğrafıShiv

İlahi Dünya

Hitler'in faşist diktasında kendi arı ırkından ya da bu arı ırkı üstün olarak kabullenmeyenlerden başka, herhangi bir insanın yaşamı hak etmediğini dile getirdiğini ya da tam olarak dile getirmese de bu düşünüşle paralel hareketleri olduğunu hepimiz biliyoruz, bknz. 2. Dünya Savaşı ya da The Holocaust. Bir faşistin en temel özelliğidir; bir düzeni, kendisi gibi düşünmeyen birine zorla kabul ettirmek. Hepimizin içinde de vardır bu davranış. Bir insanı manipüle ettiğimiz zamanlar mesela, menfaatlerimiz uğruna genellikle yaparız bunu. Ancak bir konu var ki kendimi Hitler kadar faşist görüyorum; Doğa..


Eskiden olsa sokaklarımızı temiz tutalım, doğaya saygı duyalım, küresel ısınmaya dikkat edelim gibi vasat politikalara takılıp, bu duruma elimden geldiğince dikkat eder, dahası dikkat etmeyenleri de uyarmaya çalışırdım. (Kamu spoRu) Hatta ağır tartışmalara girmekten kaçınmazdım. Tam anlamıyla doğa faşistiydim ve ona zarar veren her şeye kafa tutmaya gayret gösterirdim. Hala öyleyim aslında. Ama gerçekten doğa için doğayı savunuyorum. Ona zarar veren şeyleri değil.


Oldukça vasat bir düşünce olduğunu şimdi anlıyorum bu durumun. Ben kimim ki doğayı bu aşağılık sistemimiz için korumaya çalışıyorum. Hayır, kimim ki ben doğayı koruyacağım. Kimim ki ben hayatı sonlandıracağım, oldukça komik böyle düşününce. Öyle bir lanse ediliyor ki Dünya nefes alamıyor, çok ısınıyor, dünyanın sonu geldi falan filan...

Sonradan fark ettim benim koruduğum şey dünya falan değil. Koruduğum şey, daha doğrusu bana koruttukları şey, insan yaşamının ve tabii ki devamında gelen umarsız tüketiminin devamlılığını sağlamak adına doğayı koruyormuşum adlı gösteride devasa binalarımızın olduğu kentsel yaşammış. Aslında koruduğum şey doğa ve onun harika dengesi değil, koruduğum şey doğanın insan tüketimi için devam etmesi gereken dengesiymiş.. Durun biraz daha inceltelim durumu.


Dünya'nın içinde bulunduğu mikro denge, düşünüldüğü zaman galaksinin ya da evrenin oluşturduğu makro dengenin yanında neredeyse bir hiç. Aslında neredeyse değil, direkt bir hiç. Aynı durum biz insanlar ile dünya arasında da öyle. (Fark bu kadar büyük değildir ama uçurum oldukça fazla) Evren ve dünya arasında kurulan bu dengenin, bu uçuk zaman diliminin incecik bir kesitinde doğup, düşünme yetisine sahip olup, bu durumu kavrayabiliyor olmamız büyük bir şans ya da lanet. Bunu tartışmayacağım ama bunun farkındayız. Düşünce kavramı sayesinde bu dengenin farkında da olmalıyız. Evet bu dengenin bir parçasıyız ama biz olmadan da var olacak bir dengenin de farkında olmalıyız. Bizim koruğumuz şeyin, çevrenin, doğanın dengesiyle alakası yok. Dünya baştan aşağı kuraklaşsın, sonra donsun bizim yüzümüzden. Tekrar hayat ortaya çıkması gerekiyorsa çıkar. Ve bir şey söyleyeceğim, Dünya ne kuruduğu için, ne de donduğu için canı yanmaz. Ve bizi kaybettiği içinse hiç üzülmez, eminim. :)


Bizim koruduğumuz çevre, yine insan faşistliğimizin açgözlü bir arzusu. O inanılmaz sürdürebilirlik kampanyalarınız, doğa dostu görünmeye çalışan duygusal manipülasyonlarla dolu reklamlarınız, düzen üzerine kurulu adımlarınız, çevre dostu, güneş enerjili motorlarınız ama hepsi; daha fazla tüketmek için, kontrollü tüketmenin temelini oluşturacağımız dengenin araçları. Şehirleri temiz tutma çabamız ve yenilikçi teknolojilerimiz, doğaya daha fazla hükmetmek için, hızın ve hırsın bizim üzerimizdeki etkisiyle ortaya çıkan histerik tebessümlerden başka bir şey değil.


Komik değil mi, yoksa sadece bana mı öyle geliyor.

Hayır, hiç komik değil, aşağılık bir sırıtış bu. Aciz durumda olan Dünya ya da doğa değil, bizleriz.


Ben sokağa çöp atıp, bu kapital sistemin çarklarını oluşturan şehirleri kirletiyorum ve size bir şey soruyorum; bir doğa faşisti olarak şehirleri kirletip, insan ırkının bozduğu dengeyi iyice bozarak, Dünya'da insan için yaşanamayacak bir doğa dengesinin oluşması için çabalarsam, doğa düşmanı olur muyum ? Yoksa doğanın asıl düşmanı olanlara karşı bir truva atı mı olurum ?


Kapak Görseli : Seppuku - PEJAC.

14 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Sulu Beyin

Verwikkelen

bottom of page