Muhammed'in bahsettiği 3 insan tipi var. Direkt cehennemlik olanlar, nötr olan herhangi bir şey yapmayanlar ve hayırda yarışan insanlar. Tanımlamaları açıklamaya gerek yok, neyin kim olduğunu herkes biliyor. Kötü davranırsan cehenneme, iyi davranırsan cennete gidiyorsun.
Hayırda yarışanlar ha... Buraya “yarışmak bir rekabet işidir ve Allah sevgisi için hırsı içinde barındıran bir kelimeyle insanları iyiliğe teşvik etmek ne kadar doğru?” gibi bir şey söylemeyeceğim. Sonuçta insanları iyiliğe teşvik etmek için söylenmiş edebi bir cümle, çok belli ama ben şunu sormak istiyorum;
Yolda giderken bir dilenciye verdiğiniz 50 kuruş ile satın alınan bir jiletin, başka bir insanın boğazını kesmeyeceğini nereden biliyorsunuz? Ya da bir çocuğu eğitirken hissettiğiniz “ben iyi bir şey yapıyorum” tatmininin bir Hitler yaratmayacağını? Keza yakın zamanda çıkan Oppenheimer filminin konusu da buna benzer. Belki o bomba Hitler’i durdurmak amacıyla icat edildi ama şuan Filistin bebeklerinin öldürülmesi eyleminin bekçiliğini yapan yine o bombalar. İyi niyetle yaklaştığınız her şeyin, işin sonunda bir şekilde birine zarar verdiğini görmemiz mi gerekiyor?
Çok basit örnekler ve ilgi çekici olmayan söylevler… Ama bunlar ay ve güneş kadar gerçekler.
Önemli olan niyetimizi iyi tutmak olduğu söyleniyor, gerekirse birileri ölse bile. Niyetin bile manipüle edildiği bu dönemde taraf olmak çok eski moda ya da modern toplumun mantık yasasına aykırı değil mi sizce de?
Bunun zıddını da hayal etmek biraz zor geliyor bize, neden yapacağımız bir kötülüğün iyi sonuçlanacağını düşünemiyoruz. Kırmızı ışıkta geçip kaza yaptığınız bir otobüsün belki de ileride bir dalgınlık sonucu bir durağa girişini engellemişsinizdir hiç fark etmeden. Ama bu adam cehenneme gidecek, kırmızı ışıkta geçip bir metal parçasını bozduğu için.
İkisi arasındaki fark ise birinin gerçekleşmiş olması, diğerinin ise sadece ihtimallerden oluşuyor olmasıdır. Sen 50 kuruşu verdikten sonra (burada dilenciye para vermenin iyiliği temsil etmesinden rahatsızım ama örnek olarak girdik artık) iyisin. Nokta. Ama kötü bir davranıştan sonra devamında neyin ne kadar etkilediğin asla incelenmiyor. Patlatıyıcı bulan Nobel, Nobel ödülüne ismini veren adamdır. Sizce hak ediyor mu o ödülü? O bulmasa başkası bulurdu o ayrı ama sormak istediğim şuydu; patlayıcı aramayan bir toplumumuz (iyi ya da kötü niyetle fark etmez) olsa idi, bu kadar ölüm kol gezer miydi, son yüzyılda? İyi davranış kötüyü, kötü davranış iyiyi dürter. Birinin fazlalığı birinin eksikliğini hissettirir ve devamında dengeleniş meydana gelir, doğanın keşfedilememiş dengesi ile.
Ya niyetsizlik ne durumda bu bağlamda?
Gel gelelim ki, bazıları bu insanları egoistçe yorumlasa da, nötr olanlar da günahkar. Neden, çünkü durumun farkındasın ve elinden geleni yapmayıp kenara çekiliyorsun, oturup izliyorsun penceredeki kadın misali. Çünkü dünya çift taraflı, ikiz yaratılmış bir konumda. Nötr kalıp izole yaşarken maneviyatını geliştirebileceğini rahatlıkla fark edebilirsin ama Allah senden sadece ona yalvarmanı istemiyor. Aynı zamanda çalışmanı, ekebildiğince tohum ekmeni ve ahirette de bunun hasadını almanı istiyor. Ama ben anlamıyorum ve anlamamaya da devam ediyorum; dikilen her tohum bir çiçek ortaya çıkarırken ölümü de getiriyor bu maddi arzularımızla. Neden kaybolamıyoruz bu karmakarışık düzenin kaos düzeninin elektroliz kaplamasında?
Kapak Görseli: francescoch - nameless
Comments