Mantarların yaşam döngüsü üzerinde oldukça önemli rolleri var. Birçok minerali ve vitamini içerisinde bulunduran mantarlar, tüketilmesi halinde de oldukça faydalı besin türlerindendir canlılar için. Mitolojik ya da modern tarihte birçok kez özne/nesne rolünü üstlendiğini görmemiz mümkün. Dini ritüellerin ana katalizörü ya da bir suikast olayının sinsi hançeri olarak mesela. Her ne olursa olsun çok lezzetliler ya da öyle görünüyorlar...
Ancak asıl hikayeleri bu değil mantarların. Sofradaki yeri ya da kimi öldürdükleri, insanoğlunun düzenlediği tarih raflarındaki ufak bir detay sadece. Mantarların asıl görevleri, ölüm sonrası canlıyı çürüterek canlıdan arta kalanları, daha sonra yaşayacak olan canlı için ayrıştırıp, canlıda bulunan elementleri tekrar canlılık için hazır hale getirmektedir. Ormanlar için gerekli olan karbondioksit emisyonunu sağlayarak yine eko-sistem dengesi için hayvanlar gibi bir tüketici rolü üstlenmektedir.
Mantarlar bildiğiniz gibi ne hayvan ne de bitkiler. İkisi arasında kendine yer bulmuş bir familya olan 'fungi'lerdir onlar. Oldukça estetik görüntüye sahip olan mantar çeşitleri bulunsa da bence genel olarak mütevazı canlılardır. İyi ki doğa ananın ego ile kirlenmiş bir karakteri yok (insan hariç). Yoksa mükemmel mantarlar da kapital sistemde ezilen, yaptığı iş umursanmayan, kenara atılan tiplerden olabilirlerdi. Biraz modern(!) düşünüp, durumu kıyaslamak gerekirse, mantarların diğer canlılara göre yaptığı işin önemi en az onlar kadar önemli. Bütün mesleklerin değerli olması gibi (Bunu ben de yemem lezzetli bir önerme değildi biliyorum).
Sadece çok sevdiğim için yazmıyorum ki; öyle olsa, ağzıma almam mantarları. Popüler olup, bu bağlamda duyar kasılıp kenara atılmasın diye (sanki 1M okunuyorum). Yazma sebebim kendimi mantarlara benzetiyor olmam.
Bir çiçek değilim, bakın ne kadar güzel açtım diyecek kadar. Ama bir çiçek kadar güzel olanımız da var.
Bir kaplan değilim, bütün kas ve iskelet sistemimi öldürücülük ile donatıp bunu agresiflik ile soyum için kullayım. Ama en az onun kadar ölümcül olabilirim.
Ben tam ortadayım ama hiçbiriyim. Ölümle bu kadar bağdaştırılıp, canlılık için çalışanım. Ben toplumun ya da ekolojik sistemin neye ihtiyacı varsa oyum. Toplum bunun farkında olmasa bile. Ölümden sonra sizi uğurlayan, kalan kısmınızı yeni dünyanın devamı için hazırlayan.
Ben bir mantarım.
Yazıyı bu alıntı ile bitirmeyi çok istedim, affedin beni. Çünkü Nolan'ın Dark Knight filmindeki Joker'i, ağzım açık izlerken bana bir an olsa bile Joker'i unutturmayı başardı Batman hakkındaki bu alıntı;
" +Why he's running, dad? "
" -Because he's the hero Gotham deserves, but not the one it needs right now. So we'll hunt him. Because he can take it. Because he's not our hero. He's a silent guardian.
A watchful protector. A dark knight."
Comments