Estetik kaygısı, güçsüzlüğün ilk belirtisidir.
Ben demiyorum bunu, sevdiğim arkadaşlarımdan Raskolnikov diyor.
Çok ortada bir laf, neresinden eğerseniz o tarafa gidecektir diye düşünüyorum. Tahmin edersiniz ki ben çok haklı buluyorum bu durumu. Sebebi ise 'estetik' denilen kavramın, üzerinde çalışınca değil de bir yan ürün olarak kalması gerektiğini düşünüyorum. Ne demek istiyorum hemen açıklayayım bir örnek ile.
İlgilendiğiniz, üzerine düştüğünüz bir disiplinde, zaman içerisinde doğru yolu izleyerek ustalaşırsanız, zaten işin kalitesi artacağı için estetik kendiliğinden gelecektir. Eğer siz işin kalitesinden yoksun iseniz o zaman estetik ile bu eksikliği gizleme ihtiyacı duyacaksınızdır.
Vereceğim örnek herkese hitap etmeyecek ama 'O', o kadar estetik ki; olaydan hiç anlamayan biri bile O'nun yaptığı işte herhangi bir estetik kaygı gütmeyerek tamamen doğal davrandığını ve bu doğallığın, O’nun işine, üzerinde çalışılsa bile elde edilemeyecek bir estetik kattığını biraz izledikten sonra hemen anlayacaktır.
O; Ronaldo de Assis Moreira a.k.a. Ronaldinho.
Bu adamı tanıyıp da sevmeyen birisi henüz bilmiyorum. Ronaldinho'nun estetiğinin temelinde, doğallık ve futbola (sadece futbola değil, hayata) aşk ile bakışının yattığına inanıyorum. O, bu kaygı ile hiç karşılaşmadı. Ona rağmen en estetik olmayı başardı. Aslında başardı demek doğru değil, 'O' buydu zaten.
Ama ona şanslı demek doğru olur, bunu biliyorum. Çünkü yeteneğinin çok farkındaydı ve estetik görünmesi, onun için diğer insanlara göre kolay oldu. İzlemesi gereken yoldan oldukça emindi. Ancak bu durum hepimiz için bu kadar net değil maalesef. Net olmasını geçtim, çok büyük bir çoğunluk için bu durum kayıp. Yok ortada ve asla da bilinemeyecek. Kapital sistemin acı taraflarından birisi de bu nokta işte.
Estetik kavramını karşıma almak gibi bir amacım yok. Eksikliği her zaman hissedilen bir durum. Ama günümüzün sorunlarından biri olan 'aracı amaç yapma' durumunu estetik üzerinde de görebiliyoruz. Estetiği tek başına kullanmaya çalışmak asıl sorun. Eğer yeteneğin para ediyorsa ve estetiksen, bu hayat senin için oldukça kolay. Bunun damıtılmış halini direkt güzellik kavramında da görebiliyoruz. Eğer güzel bir surata, iyi bir vücuda sahipsen -cinsiyet fark etmeksizin- "Dünya" isimli oyunun hilesini bulmuş oluyorsunuz. Elinizde olmayan sebeplerle bu oyunu en alttan kazıyarak kazanmaya çalışmak, büyük bir haksızlık. Aslında haksızlık bu noktada değil. Asıl haksızlık bu kazıma işlemini onların yapmaması. Feleğin çemberinden geçmeden, büyük amca torpilli sağ olsun dağın en tepesine koyulmaları büyük bir haksızlık.
Belki de Metaverse ile bu sorunun ortadan kalkmasını sağlanabilir. Sonuçta seçemediğin dış görünüşün ya da eksik fiziksel özelliklerin, bağlanacağın sanal ortamda ortadan kaybolacak. Ve eğer insan, gerçek dünyada hissedilen duyguları, sanal dünyada da hissedebilirse, o zaman elimizdeki sistem, biraz da olsa adil ve yaşanabilir olacaktır. Bunu kabul ediyorum. Tabii burada yalan dünyanın karesini alıyoruz. Tabiri caizse kendinizi kandırıp sanal dünyanın yaşanabilecek tek dünya olduğuna inanmanız da şart. Ancak bunun için Elon Musk'ın (Bence Mars projelerinden daha değerli olan) bir diğer şirketi, NeuraLink'in asıl amacına ulaşması da lazım. Çünkü ne kadar sanal dünya da olsa gerçek dünyadaki fiziksel kontrol, yeterli seviyede adil olmayı sağlamayacak. Kurguları yapılan VR sistemlerinin, kontrol çerçevesinde yeterli olmayacağı aşikar durumda. Bu nedenle kontrol mekanizmasının tamamen zihinde olması sağlanmalı ki sanal ortamdaki fırsatlar, Dünya'daki en şişko ya da en çirkin insan için de adil olsun. (Özür dilerim, benim için bir eksiklik değil bu durumlar ama örneklendirmek zorundaydım.)
Ama bence aslolan doğa, oradan geldik oraya gideceğiz. Ölüm bizim sıfıra ulaşacağımız nokta. Keşfetmemiz gereken şeyden gittikçe uzaklaşıyoruz daima. Bu sistemde yapacaklarımız ise sadece bir palavra. Anlatmaya çalıştıklarım ise sistem adına bir kurgu. Olmasını hiç istemediğim ama. Tabii herkes devam edecek kendi inandığına.
Saygılar ve daha fazla sevgiler Ronaldinho'ya..
Kapak Gif'i: gifer.com/en/3qeP
Komentarze